top of page

Mardin Rotası

  • Yazarın fotoğrafı: Sude Kılıç
    Sude Kılıç
  • 19 Nis
  • 5 dakikada okunur

MARDİN

Mardin, mimari, etnografik, arkeolojik, tarihi ve görsel değerleri ile zamanın durduğu izlenimini veren Güneydoğunun şiirsel kentlerinden biridir. Mardin'de, farklı dini inanışlar paralelinde, sanatsal açıdan da tarihi değeri olan camiler, türbeler, kiliseler, manastır ve benzeri dini eserler barındırmaktadır. 

 

 

MARDİN’DE MUTLAKA GÖRMENİZ GEREKEN YERLER:


ZİNCİRİYE MEDRESESİ

Zinciriye Medresesi, Mardin’de 1385 yılında Artuklu Sultanı Melik Necmettin İsa tarafından yaptırılmış tarihi bir yapıdır. Kesme taş işçiliği, görkemli taç kapısı ve eşsiz Mezopotamya manzarasıyla dikkat çeker. Medrese, hem dini hem de bilimsel eğitim veren önemli bir merkez olmuştur. İç avlusu, kubbeleri ve süslemeleri Artuklu mimarisinin zarif örneklerindendir. Günümüzde ziyaretçilere açık olan medrese, Mardin’in kültürel dokusunu yansıtan önemli bir yapıdır.

 

 

MARDİN ULU CAMİ:

Mardin Ulu Cami, Artuklu döneminde 12. yüzyılda inşa edilmiş, şehrin en eski ve önemli camilerinden biridir. Tek şerefeli görkemli minaresi, Mardin siluetinin simgelerindendir. Cami, kesme taş işçiliği ve sade ama etkileyici mimarisiyle dikkat çeker.Tarihi dokusuyla Mardin’in mistik atmosferini yansıtır ve ziyaretçiler tarafından sıkça ziyaret edilir.

 

BAKIRCILAR ÇARŞISI:

Mardin Bakırcılar Çarşısı, geleneksel el sanatlarının yaşatıldığı tarihi ve otantik bir alışveriş noktasıdır. Yüzyıllardır süregelen bakır işçiliği, burada ustaların ellerinde sanat eserlerine dönüşür. Dar ve taş döşeli sokakları, otantik dükkânları ve çekiç sesleriyle ziyaretçilere nostaljik bir atmosfer sunar. El yapımı bakır tabaklar, kahve cezveleri ve süs eşyaları hem yerel halk hem de turistler için popüler hediyelikler arasındadır. Mardin’in kültürel mirasını yansıtan bu çarşı, zanaatkârların emeğini yakından görmek isteyenler için eşsiz bir durak konumundadır.

 

MARDİN YAŞAYAN MÜZE:

Mardin Yaşayan Müze, şehrin tarihi ve kültürel mirasını interaktif deneyimlerle ziyaretçilere sunan özel bir mekandır. Geleneksel Mardin yaşamını yansıtan atölyelerde, taş işçiliği, bakırcılık ve ebru sanatı gibi el sanatlarını deneyimlemek mümkündür. Müze, geçmiş ile günümüz arasında köprü kurarak ziyaretçilere tarihî atmosferi hissettirir. Burada Mardin mutfağından lezzetler tadabilir, yöresel kıyafetler içinde fotoğraf çektirebilirsiniz.

 

KASIMİYE MEDRESESİ:

Kasımiye Medresesi, Artuklu döneminde yapımına başlanıp Akkoyunlular zamanında tamamlanan, Mardin’in en etkileyici tarihi yapılarından biridir. Taş işçiliği, geniş avlusu ve havuzlu iç mekân tasarımıyla dikkat çeker. Medresenin havuzundaki su, insanın doğumdan ölüme kadar olan yaşamını simgeleyen anlamlı bir detaydır. Gün batımında muhteşem Mezopotamya manzarasıyla ziyaretçilerine büyüleyici bir atmosfer sunar. Hem tarihi hem de manevi dokusuyla Mardin’in en çok ziyaret edilen noktalarından biridir.

 

 

 

 

DARA ANTİK KENTİ:

Dara Antik Kenti, Mardin’in 30 km güneydoğusunda yer alan ve Mezopotamya’nın en önemli yerleşimlerinden biri olarak kabul edilen bir açık hava müzesidir. Roma İmparatorluğu döneminde askeri garnizon olarak kurulan kent, su sarnıçları, kaya mezarları ve nekropol alanıyla dikkat çeker. Özellikle devasa yeraltı mezarları ve su depolama sistemi, ziyaretçileri büyüleyen mühendislik harikaları arasındadır. Tarihî yapılarıyla geçmişe ışık tutan Dara, Mezopotamya’nın kadim uygarlıklarının izlerini taşır. Tarih ve doğanın iç içe geçtiği bu antik kent, Mardin’de keşfedilmesi gereken en etkileyici duraklardan biridir.

 

MİDYAT:

Midyat, Mardin’in kültürel mozaiğini yansıtan, tarihi taş konakları ve dar sokaklarıyla ünlü bir ilçesidir. Süryani, Arap ve Kürt kültürlerinin iç içe geçtiği bu bölge, Mor Gabriel Manastırı gibi önemli dini yapılarıyla dikkat çeker. Gümüş işçiliğiyle tanınan Midyat’ta, Telkari sanatıyla yapılan zarif takılar en özel hediyelikler arasındadır. Dizilere ev sahipliği yapan tarihi konakları ve otantik çarşıları, ziyaretçilere zaman yolculuğu hissi yaşatır. Mezopotamya’nın mistik havasını hissetmek isteyenler için Midyat, büyüleyici bir durak niteliğindedir.

 

MİDYAT’DA MUTLAKA GÖRMENİZ GEREKEN YERLER:

 

MOR GABRİEL MANASTIRI:

Mor Gabriel Manastırı, 397 yılında inşa edilmiş ve dünyanın en eski Süryani Ortodoks manastırlarından biri olarak günümüze ulaşmıştır. Midyat yakınlarında yer alan bu manastır, etkileyici taş işçiliği ve mistik atmosferiyle dikkat çeker. Yüzyıllardır Süryani Hristiyan topluluğunun dini ve kültürel merkezi olmuştur. İçerisindeki tarihi kiliseler, mozaikler ve süslemeler ziyaretçilerine zamanda yolculuk hissi yaşatır. Mor Gabriel, hem tarihi hem de manevi değeriyle Mardin’in en önemli yapılarından biridir.

 

MİDYAT KONUKEVİ:

Midyat Konuk Evi, tarihi taş mimarisi ve eşsiz Mezopotamya manzarasıyla ünlü, Midyat’ın en ikonik yapılarından biridir. Birçok dizi ve filme ev sahipliği yapan bu konak, geleneksel Süryani taş işçiliğinin en güzel örneklerinden biridir. Terasından gün batımını izlemek, Midyat’ın büyüleyici atmosferini hissetmek için eşsiz bir deneyim sunar. İç mekânında Midyat’ın kültürel dokusunu yansıtan otantik detaylar bulunur. Ziyaretçilerine zamanda yolculuk hissi yaşatan bu konak, fotoğraf tutkunları ve tarih meraklıları için kaçırılmayacak bir duraktır.

 

MİDYAT ESKİ ÇARŞI:

Midyat Eski Çarşısı, tarihi dokusu ve renkli atmosferiyle şehrin en canlı noktalarından biridir. Dar sokaklarında gezip, el yapımı gümüş takılarla ünlü Telkari atölyelerini ziyaret edebilirsiniz. Çarşı, bölgenin kültürünü yansıtan geleneksel ürünlerle dolu dükkanlarla doludur. Yöresel hediyelikler ve el işçiliği ürünleriyle alışveriş yapmak, Midyat’ın zengin kültürünü keşfetmenin keyifli bir yoludur.

 

 

 

 

MEZOPOTAMYA’NIN KADİM HALKI:SÜRYANİLER 

  Süryaniler Mezopotamya'da yaşamakta olan ve Hristiyanlığı ilk kabul eden topluluklardan biridir. Bu Süryani kimliğinin dinsel bir temele dayanmasından kaynaklanmaktadır. Süryaniler din ve geleneklerine son derece bağlı olan topluluklar olarak bilinmektedirler.  

  Süryaniler, kökeni Antik Mezopotamya’ya dayanan bir halktır.

Asurlular ve Aramilerle bağlantılıdırlar. MÖ 1. binyıldan itibaren özellikle Aramice diliyle öne çıkmışlardır. Hristiyanlık öncesinde Mezopotamya’nın farklı devletleri içinde yer almışlardır.Roma ve Pers İmparatorlukları arasında kalan

Süryaniler, erken dönemde Hristiyanlığı benimseyen halklardan biri olmuşlardır.Orta Çağ boyunca Bizans, Sasani ve İslam devletleri yönetimi altında varlıklarını sürdürmüşlerdir.

 

 Süryanilikte Tarih;

   Süryaniler Mardin’in kurucu unsurlarındandır ve bu olay süryanilik tarihi için de önemlidir. Mardin’den de önce başlayan bu ilişkiyi sadece Mardin üzerinden anlatmak yerine Süryaniler için kutsal olarak sayılan Turabdin üzerinden anlatmak doğru olur. Turabdin coğrafi ismini Süryani atalarından almakla beraber 4. yüzyıldan sonra ismi “Tanrı’nın Hizmetkarlarının Dağı” olarak değişim geçirmiştir.

   Roma’nın Hristiyanlığı kabul ettiği dördüncü yüzyılın başlarına kadar bölgeye “kaçak yollardan” girmiştir ve Roma’nın Hristiyanlığı kabul etmesiyle birlikte resmi bir din haline gelmiştir. Ama bir süre sonra devletin kiliseyi kendi yönetimine alma isteğiyle beraber, buna karşı çıkan Süryani Kilisesi ile yeni bir kaçaklık durumu ortaya çıkmıştır. Bu sebeple Turabdin’de Hristiyanlık uzun süreli bir durum değildir. 

 

Mardin’de Süryanilik;

   Bütün bunları Mardin ile ilişkilendirmek istersek, şu anki Dünyada Süryanice konuşulan bölgeler sıralamasında Mardin Midyat başta gelenlerdendir.  Mardin’de bir Mezopotamya turu yaptığınızda Süryanilik başta olmak üzere farklı dinsel izlere rastlayabilirsiniz. 

 

Süryanilik Dini Hakkında İlginç Bilgiler;

 Edessa Kilisesi; Urfa (Edessa)şehrimiz hristiyanlık tarihinde önemli yere sahip olan şehirlerden biridir. M.S. ikinci yüzyılda burada kurulan Edessa Kilisesi en eski hristiyanlık kiliselerinden biri olarak kabul edilir.  

Manastır Geleneği; Süryani hristiyanları manastır geleneğinin öncülerindendir. Mardin’de bulunan Mor Gabriel Manastırı ise dünyanın en eski manastırlarından biridir ve hala aktif olarak kullanılır. 


Süryani Takvimi; Süryaniler “Süryani Takvimi” adı verilen eski bir takvimi kullanırlar. Bu takvim Babil ve Mezopotamya uygarlıklarından etkilenmiştir ve günümüz takviminden farklı tarihlere sahiptir.


Süryani Hacı; Süryanilerin kullandığı haç, klasik haçtan farklıdır. Daha süslüdür ve genellikle çiçek veya üzüm figürleriyle bezelidir. Bu tasarım, yaşamın bereketini ve cenneti simgelemektedir. 


Süryani Şarabı ve Mutfağı; Süryaniler geleneksel olarak bağcılık ve şarapçılıkla uğraşırlar. Mardin ve çevresinde üretilen şarapları çok ünlüdür. Süryani mutfağı zengin baharatlar, et yemekleri ve özel ekmeklerle bilinir. 



 

Hristiyanlıktaki En Eski İlahi Geleneği; Süryani kiliselerinde ilahiler asırlardır değişmeden devam eden melodilerle söylenir. Bu müzik tarzı Orta Doğu’daki en eski hristiyan müziklerindendir.                                                          

 

 
 
 

Comentarios

Obtuvo 0 de 5 estrellas.
Aún no hay calificaciones

Agrega una calificación
bottom of page